Özel Eğitim Alanında Manevi Yaklaşımın Önemi
Özel eğitim, özel gereksinimli bireylerin kendilerini geliştirebilmeleri ve topluma adapte olmaları adına var olan çok önemli bir alandır. Kullanılan teorik ve pratik uygulamalar sayesinde bu bireylerimiz, fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak ilerleme sağlar. Teorik bilgi nesneldir, öğreticidir, didaktir. Tahminden daha çok kanıt ister. Dolayısıyla eğitimlerimizi tamamlarken ya da mesleki bilgilerimizi tazelerken sık sık teorik bilginin kapısını çalarız. Teorik bilgilerin kitaplardan döküldüğünü biliriz. Bilimsel makaleler, kitaplar, dergiler, deneme yazıları ya da belgeseller.
Peki başka neyi ararız?
Kitaplarda yazmayan, makaleler ile anlatılamayan, okuyunca içimizde yerleşemeyen şey nedir?
Manevi duygular.
Mutluluk, hüzün, hayal kırıklığı, sevinç, merhamet, vicdan, sağduyu, hoşgörü, anlayış, empati, ahlak.. Tüm bunlar manevi yaklaşıma eşlik eder.
Kitaplarda okuyup öğreneceğimiz şeylerden değil; yaşayarak, tecrübe ederek hatta içine doğduğumuz ailenin de etkisinin olduğu bir şeydir, maneviyat.
Ahlakı yansıtır.
Sıcaklığı, samimiyeti, doğruluğu, sükuneti barındırır.
Özel eğitim alanında tecrübe edinmiş bir psikolog olarak söyleyebilirim ki manevi yaklaşımın önemi, teorik bilginin öneminden önce gelir.
Bir çocuğa özellikle herhangi bir canlıya yaklaşırken bizi iten ilk itici güç, manevi yaklaşımdır. Bu bir sevgi, merhamet, saygı, vicdan olabilir.
Dolayısıyla manevi gücün önemi, özel eğitim sahasında çok kıymetlidir.
Kitap okuyarak, makale yazarak oluşturulamayan bu yaklaşım, bizi özel eğitim alanında çok önemli bir şekilde etkileyebilir.
Manevi yaklaşımın düşük olduğu bir özel eğitim ortamında, hiçbir zaman her şey tam olamayacaktır.
Manevi duyguların eksikliği; bizi o çocuğun karşısında her zaman eksiye düşürecektir.
Empati duygusunun eksikliği; bizi o çocuğun ya da bireyin penceresinden bakabilme umudunu ortadan kaldıracaktır.
Saygı duygusunun eksikliği; sürekli zorbalığa uğrayan, belki çevresindeki birçok insan tarafından eksik hissettirilen o bireye bir kez daha değersizlik duygusunu tattırmak olacaktır.
Vicdan duygusunun eksikliği; ben o çocuğa faydalı olmalıyım düşüncesinin ışığını söndürecektir.
Sevgi duygusunun eksikliği; kendimizi ve karşımızdaki bireyi var olan tüm güzel renklerden alıkoyup karanlığa mahkum etmektir.
Var olan tüm mutluluklardan vazgeçip, mutsuzluğa doğru hızlı adımlar atmaktır.
Sevgisizlik, vazgeçiştir.
Manevi yaklaşım hayatın her alanında, sahip olduğumuz her yaşantıda çok önemli bir yere sahiptir.
Özel eğitimde çalışırken, insanın duygularını ve hissettiklerini sorgulaması gerekmektedir.
Özel gereksinimli bireyler ile ilgili ne hissediyorum?
Burada olmak bana ne hissettiriyor?
Onların duygu ve düşüncelerini anlayabilmeyi istiyor muyum?
Birlikte bir şeyleri başarmak için istek duyuyor muyum?
İşimi seviyor muyum?
Onlar için faydalı olmak, onları anlamak, dinlemek, yollarındaki engelleri kaldırmasında güç vermek istiyor muyum?
Tüm bunları sorgulamadan, kendimize dönmeden özel eğitim alanına girmek; riskli olabilir.Kendimizi iyi bir şekilde sorgulamak, net adımlar atmamızı sağlar. Vicdan duygusu, acıma duygusu ile karıştırılmamalıdır. Özel gereksinimli bir birey, kendisine acınılmasını değil; değer görmeyi ister. Dolayısıyla onlara yansıtacağımız her duygu ve düşünce çok etkili olacaktır.
Anne rahminde başlayan bir yolculuk doğum ile ilerler. Doğumdan sonra bebek, ilk önce nefes almayı öğrenir. İlk öğrenme böyle gerçekleşir. Bu bebek, hayat boyu bir öğrenme sürecinin içerisinde yer olacaktır.
Sevgi, saygı, merhamet, anlayış, hoşgörü, alçakgönüllü olmayı yaşayarak, izleyerek öğrenecektir.
Bilmediğimiz her bilginin olduğu gibi, öğrenemediğimiz her duygunun da üzerine gitmeliyiz.
Bir duyguyu hissedememek, orada yaralarımızın olduğunu söyleyebilir.
Özel eğitim alanında duygulara yakın durmak, onları hissedebilmek, olduğu gibi kabul edebilmek anahtar etkisindedir.
Bu anahtara sahip olabilmek ise bize yolumuza çıkan tüm çocukları hayata kazandırır. Yolumuza anlam katar, başarıya götürür.
Önce manevi yaklaşıma yakın durmalıyız ki teorik bilgi işlenebilsin.
Biri olmadan, diğeri de tam olamayacaktır.
Sevginin olmadığı yerde, mutluluğun duramadığı gibi.
Psk. Elif Sağnak